26 Nisan 2015

Maaşsız bir işteyim!



Geldim, geliyorum dedim. Bi' türlü gelemedim ya! Aslında zaman zaman buraya yazılar yazıyorum, fotoğraflar çizimler paylaşıyorum ben ( hepsi kafamın içinde tabi!)

Hayat trafiğinden gelemiyorum. Sabah 7 de başlıyor mesaim, akşam 9'a kadar. Patron sürekli başımda! Maaş filan da verdiği yok üstelik! Arada bir iki sarılıp, öpüyor bu kadar. Kahvaltıdan, akşam yemeğine kadar hazırla, topla, yıka, ara öğünler, efendime söyleyim okunacak kitaplar, kalem kağıt işleri, tak-sök çalışmaları, müzik icraatları, dışarı gezmeleri, kaydırak protokolleri, kum havuzunda güneşlenme.. efendime söyleyim hamur faaliyetleri, renk skalası takibi..

Hayır bir de özel işlerini de bana yaptırıyor çamaşırı, tuvaleti, banyosu. Akşam 17:30 a kadar en sevdiği elemanı benim, sürekli başımda sürekli. Fakat 17:30 oldu mu bütün pırpırlarımı alıyor yeni elemana takıyor 9 a kadar da onun başında.

18 aydır bu işteyim, çok söylendiğim oldu patrona hem yüzüne hem arkadan, atmadı beni. Çok uykusuz kaldığım oldu, çok ağladığım oldu, iş dışında hiç bir hayatım kalmadığını düşündüğüm zamanlar, başka patronlarla kıyaslayıp peh peh peh dediğim zamanlar.. ne kadar sızlansam da her zaman motive etti patron, bi bakış, bir gülümseme, bir sarılma.. iyi ki bu işteyim iyi ki bu patronlayıma döndü günün sonunda cümleler... 15. Aydan itibaren de dünyanın en keyifli, en akıllı, en kafa patronuyla çalıştığımı farkettim. Benimle aynı işi yapan yoldaşlarıma sesleniyorum sabredin.. sabredin.. sabredin.. herşey çok güzel oluyor!

 Yeni işe başlayacak arkadaşlara da diycoğum o ki: "Ha bu analuk sok zor iştur uşağum!" :)

8 Eylül 2013

Dünyadaki Dostça Yaşayanlara


Benim adım Sekiz Milyar,
Nefsim, benliğim daima melek ve şeytan sıfatları arasında mücadele eder durur...

Hayatta kalabilmek uğruna, davranışlarımı içgüdüsel ve toplum baskısıyla çevremdeki şartlara göre değiştirir dururum...


Hükmetme, iktidar, makam, riyaset hırs ve hevesim, içimi daima kemirir durur, hiçbir şekilde kanaat göstermez, bitmez, tükenmez, sönmez, tatmin olmaz...


Nefret ve kinim tarafından mütemadiyen tüketiliyorken iç huzuru ararım...


Oğullarımız için, kızlarımız için, kendimiz için lütfen emin olun, bilmiş olun ki, yeni (en son) nizam, farkında olmasanız da hep orada, kenarda mevcuttu.


Haydi, kendimizi değiştirip güzelleşmek için en iyi stilist, tasarımcı ile randevulaşalım.


İçimizde varolan, en iyiyi yansıtacak bu stilist ile buluşmanın neticesi ne kadar müstesnai bir şekilde güzelleşeceğimizi ispat edecek, gösterecektir.
Bu örnekten yola çıkarak, kendimizi değiştirmeyi hayal eder ve bu hayali gerçekleştirebilirsek, yani; kötülüklerden pişman olup tövbeyi nasuh ile Hakk'a dönersek dünya denen yer, sizi temin ederim ki, cennete döner.

DEĞİŞİMİ gerçekleştirecek nitelikteki niyet gücü, adım atma gücü "ben"de, "sen"de ve "biz"dedir.

4 Eylül 2013

Fellow Dwellers Of the Earth




My name is Eight Billion;
I contain an angel and a devil struggling inside,The face I dress varies to survive,Always hungry for power, never enough to content,I look for “inner peace” whilst consumed by grudge, For sons, for daughters, for the self, please be advised, there long existed the new code, aside,Let’s consider having an appointment with the best stylist for a change, Experience, how exceptionally would you look better reflecting the best,Thus, if you manage to change yourself, repenting for good, The place called Earth might turn into Heaven, I assure, It is me, it is you, it is us will power to CHANGE.







5 Nisan 2013

Oyun Masası Çizdim

İstanbul'da bir oyuncak firması için; büyükçe bir oyun masası çizdim. Ürün henüz piyasaya çıkmadığı için çalışmanın tamamını paylaşmıyorum. Teması yaşam alanıydı. Polis, itfaiye, alışveriş merkezi, kent ormanı, okul, hastane, deniz, yollar...




26 Mart 2013

Hayatın Pause Düğmesi



Uzun bir ara verdim.
Yazmaya, çizmeye, iletişim kurmaya, kalabalığa, güvenmeye, hareketli ve tempolu bir yaşama, beni alt-üst eden olaylarla savaşmaya, duygularımın karmaşasında kaybolmaya.... vs... vs.

Uzun yıllardır dilime pelesenk olmuş repliğim "Şu hayatın pause düğmesi nerde? Biri söylesin lütfen!" olmuştu. Bilmem belki de farkında olmadan o düğmeyi buldum basıverdim. 'Zorunda olmak' denen şeyin de bir çeşit tercih olduğunu böylelikle öğrendim.

Dolu dolu ama sakin bir hayat düzenini tutturdum gibi sanki...
Teşekkürler Allah'ım... Sen olmasan hiç birini yapamazdım...
Sonsuz şükürler...

İhtiyaç duyan herkesin pause düğmesini bulmasını dilerim. Biraz delilikle; bir parmak ötenizde, hadi basın şu düğmeye!

Blogger tarafından desteklenmektedir.